Diyalog ve yönetişim, çok sözü edilen bir türlü tam olarak uygulanamayan iki kavram. 2004 yılından günümüze kadar iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerinin kimler tarafından, nasıl verileceği ve bu hizmetleri verecek olanların eğitimlerinin usul ve esasları konusunda sosyal taraflar arasında bir türlü diyalog ve uzlaşma sağlanamadı.

Son olarak duyurulan üç yönetmelik taslağı incelendiğinde iş sağlığı ve güvenliği alanında hizmet veren İSG çalışanlarının görüşlerine pek yer verilmediği görülüyor. Defalarca yönetmelik değişiklikleri yapıldı olmadı. Kanunları yönetmeliklere uyduralım, yaşanan sıkıntılara kısa vadede çözüm bulalım denildi, olmadı.

İş Sağlığı ve Güvenliği Kurul üyelerine, işveren tarafından verilmesi zorunlu olan eğitimlerden biri, etkili iletişim. Demek oluyor ki kurul üyeleri işveren ve çalışanlar arasında iyi iletişim kuracaklar herkesi iş sağlığı ve güvenliği çalışmalarına katacaklar. İşveren ve çalışanlara iyi rehberlik yapacaklar. Ve onları doğru bilgilendirerek ikna ederek iş sağlığı ve güvenliği kültürünü geliştirecekler. Bu görevlerini yapabilmeleri için önce kendilerine etkili iletişim eğitimi verilecek diyor, yönetmelik.

Her konuda iyi örnek olarak bahsettiğim bir holdingin önemli bir kuruluşunda, İSG Kurulu’nun ilk toplantısını yapıyordum. Tanışma,  kurulun görevleri ve sorumluluklarını hatırlattıktan sonra sıra ile kurul üyelerine söz verildi. İlk sözü iş yeri hekimi aldı ve yemeklerin yağlı olduğunu ve yüksek kolesterol içerdiğini söyledi. Kendisine sıra gelmeden genç bir makina mühendisi yerinden sert bir üslupla “Benim 60 tonluk presim aylardır çatlak, biz burada yemeğin yağını salçasını mı konuşacağız “ diye tepki gösterdi. Ortamı yumuşatmaya çalıştım ve sabah ilk iş olarak, genç mühendisi arayıp heyecanını anladığımı ve birlikte çalışarak sorunları çözebileceğimizi, ancak kendisinin böyle davranması sonucu, kendi yaşamımdan örnek vererek zarar görebileceğini anlatmak istedim. Ancak geç kalmıştım, heyecanlı arkadaşımın işine son verilmişti.

Bakanlık yalnız işverenlerin örgütlerini değil İSG alanında çalışanların örgütlerinin de önerilerine değer vermeli.’ Kral çıplak’ diyenlerin önerilerini dinlemek gerektiğini bir kez daha ifade etmek isterim.

İllerde iş sağlığı ve güvenliği alanında çalışanların kurdukları dernekler işyeri hekimi, iş güvenliği uzmanı, diğer sağlık personeli ve eğiticileri örgütlemeye ve önerilerini çeşitli yollarla karar vericilere ulaştırmaya çalışıyorlar. Geçen yıl Ağustos ayında iş sağlığı ve güvenliği alanında yaşanan sıkıntıların aşılması için Torba Kanun ile İSG Kanunu’nun ertelenmesi gündeme gelmişti. Dernekler deneyimli C Sınıfı İş Güvenliği uzmanlarına belge yükseltme sınavı ile belgelerini yükseltme olanağı verilmesi yönünde 500 milletvekiline öneri götürmüşlerdi. Bu talepleri uygun görüldü. Bugün, işverenler ‘yeterli A ve B sınıfı iş güvenliği uzmanı bulamıyoruz,  kanunu erteleyin’ diyemiyorlar artık.

Bu sefer de iş güvenliği uzmanı arkadaşlarımızın bir bölümü iyi olmadı, ilgisiz alanlarda adlarına pirim yatırılmış olunan C Sınıfı İş Güvenliği uzmanları, madenlerde inşaatlarda nasıl görev yapacaklar diye eleştiride bulunuyorlar. Haksız değiller. Bu eleştiriyi yapanlar, Kanunda bakanlığa sektörel alanda düzenleme yetkisi verilmiş, bakanlık bu konu ile ilgili bir taslak ta hazırlamıştı, bu konuda geciktirilmeden düzenleme yapılmalı deseler daha iyi olacak.

Diyalogun önemine inanan dernekler, bakanlıkla işbirliği içerisinde çalışmak istiyorlar. Bakanlık’tan randevu talepleri var. Sayın genel müdürümüzün, müsteşarımızın ve bakanımızın bu uzatılan eli sıkı sıkı tutması gerekiyor. Bu örgütler sahada çalışan yüz binden fazla İSG Çalışanları adına diyalog ve yönetişim istiyorlar.

 

Mesut TORAMAN
A Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı

İSGDEM ve OSGBMED
Yönetim Kurulu Başkanı

Yorumlar