Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerini vermek ve iş güvenliği uzmanı, işyeri hekimi ve diğer sağlık personelinin eğitimini vermek üzere yetkilendirdiği OSGB’ler ile eğitim kurumlarına yönelik yeni bir düzenleme yaptı.

OSGB’lerin sayısı bine, eğitim kurumlarının sayısı 250’ye yaklaştı. Piyasa koşullarına terk edilen Kurumlar son aylarda birbirleri ile rekabet edebilmek için fiyatları düşürmeye başladılar. Tabii kalite de düştü. Yasalara uygun etik kurallara bağlı çalışma olanağı kalmadı. Yaşanan sıkıntılara çözüm bulmak üzere İSGHDER eğitim kurumu sahiplerini ve Bakanlık yetkililerini 1 Kasım’da Ankara’da bir araya getirdi. Taraflar birbirlerinin düşüncelerini ve isteklerini direk öğrenme fırsatını buldu.

Bursa İş Sağlığı ve Güvenliği Derneği bugün Nilüfer Yerel Gündem -21’de OSGB ve eğitim kurumlarının sahiplerini bir araya getiriyor.

Kurumların sıkıntılarını anlamaya ve çözüm önerilerini öğrenmeye çalışacak. Diğer illerde kurulmuş bulunan diğer iş sağlığı ve güvenliği dernekleri de aynı çalışmayı illerinde yaptıktan sonra önerilerini Bakanlığa sunacaklar.

Sözü edilen kurumlar diğer ticari şirketler ile aynı kategoriye sokulmamalı. 2004 yılında bu hizmetleri verecek kurumların sahiplerinden birinin işyeri hekimi veya A sınıfı iş güvenliği uzmanı olması şartı getirilmişti ve doğru bir yaklaşımdı. Şimdi T.C. vatandaşı olan herkes eğitim kurumu ve OSGBaçabilmekte dolayısı ile bu konuda yeterli alt yapısı ve bilgisi olmayanlar bu işte iyi kazanç var diye girebiliyor. Bu konunun bu yönünün yeniden düşünülmesi gerekir.

Bakanlık eğitim kurumlarının bu denli artışını önlemeye ve yönetmeliğe uygun davranmayanlara ihtar puanları vererek disipline etmeye çalışıyor.

Daha farklı yaklaşım içinde bulunarak yönetmelikte tekrar bazı düzenlemelere gidilmesi yararlı olur.

Örneğin maden, inşaat, tehlikeli kimyasallarla çalışan işyerlerinde fiilen on yıl çalışmış olan A sınıfı iş güvenliği uzmanlarına eğitim kurumlarında eğitici olma hakkı verilmelidir Üniversitelerde halen çalışan öğretim üyelerinin eğitim kurumlarında tam süreli çalışma olanakları olmadığına göre bin tam süreli eğitici bulunamayacak dolayısı ile bu zorunluluğunu üç ay içinde yerine getiremeyen eğitim kurumları kapanacak gibi görünüyor.

Her şeyi devletten beklemenin doğru olmadığını düşünüyorum. Kurumlar pek ala gönüllü olarak bir araya gelebilir şirket evlenmeleri ile daha güçlü kurumlar ortaya çıkabilir diyorum.

Bir musibet kırk nasihatten daha hayırlıdır diyenlere katılıyorum. Bugün BİGDER’in davetine kaç kurumun katılacağını ve sonucunu merak ediyorum.

Davası olmayanın vekili olmaz.

 

Mesut TORAMAN
A Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı

İSGDEM ve OSGBMED
Yönetim Kurulu Başkanı

Yorumlar