Torba kanun, bayram öncesi olmazsa bayram sonrası çıkacak. İş Sağlığı Güvenliği açısından en önemli düzenleme taşeron denilen alt işverenler ile ilgili düzenleme. Yıllardır madenlerde, inşaatlarda ve tersanelerde taşeron işçiler iş kazalarında hayatlarını kaybetmeye devam ediyorlar.
İş Kanunu’nu, İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ve Alt İşverenlik Yönetmeliği, işverenlerin işlerinin bir bölümünü işin gereği diğer işverenlere vermelerine kapı aralıyordu. Bu nedenle asıl işverenlerin muvazaa yapmalarının önüne bir türlü geçilemiyordu. Mevzuatta gerekli düzenleme yapılarak asıl işverenin işini başka işverenlere vermesi engellenmeliydi. Asıl işverenlik Yönetmeliği, asıl işverene alt işverenin sözleşmeden, toplu iş sözleşmesinden, Kanundan ve alt işverenin çalışanının eğitiminden ortak sorumlu olduğunu söylüyordu. Bu açık mevzuat hükmüne rağmen alt işverenleri iş sağlığı ve güvenliği konusunda gerekli özeni göstermesi sağlanamıyordu. Yönetmelikler yetersiz kalıyor ve gerekli denetim yapılamıyordu. Kanunda bir düzenleme yapılmalıydı, yapılamıyordu. Sonunda gerekli düzenlemenin yapılması için konu torba kanuna girdi.
Soma’da yaşanan faciada taşeronluk ve rödevans sorgulanmaya başlanmıştı. Sayın Bakan’ımızın sürekli vurguladığı “taşeron sistemi işçinin sömürülmesidir” sözüne ve hazırlanan taslak kanunlara rağmen sorun neden sorun çözülememişti. Bence işin bu yönü sorgulanmalı.
Taşeron konusunun torbadan nasıl çıkacağı, sahada çalışan bir kısım iş sağlığı ve güvenliği çalışanları tarafından merak ediliyor ama bir milyon taşeron işçisi tarafından merak edildiğini söyleyemem. Bir söz vardır davası olmayanın vekili olmaz diye, demek de istemiyorum.
Mecliste görüşülmekte olan ‘torba kanunun’ kabul edilen maddelerine göre; asıl işverenler, alt işverene iş vermeleri halinde, bunların işçilerinin ücretlerinin ödenip ödenmediğini, işçinin başvurusu üzerine veya aylık olarak resen kontrol etmekle ve varsa ödenmeyen ücretleri hak edişlerinden keserek işçilerin banka hesabına yatırmakla yükümlü olacak. Alt işveren işçilerinden, alt işvereni değiştiği halde aynı işyerinde çalışmaya devam edenlerin yıllık ücretli izin süresi, aynı işyerinde çalıştıkları süreler dikkate alınarak hesaplanacak. Asıl işveren; alt işveren tarafından çalıştırılan işçilerin hak kazandıkları yıllık ücretli izin sürelerinin kullanılıp kullanılmadığını kontrol edecek ve ilgili yıl içinde kullanılmasını sağlayacak. Kıdem tazminatları, çalıştırıldığı son kamu kurumu tarafından işçinin hesabına aktarılacak. Sözleşmeler 3 yıllık olacak. Bunlar çok güzel ancak,
Taşeron ihalesine Bakanlar Kurulu’nun karar verecek olması, işin rengini değiştiriyor. Hak İş Başkanı, “Güya sorun çözmek için uygulanan taşeron işçi sistemi asıl kendisi sorun, canımızı acıtıyor” diyor. Katılmamak mümkün değil. Bakanlar Kurulu, bazı asıl işleri de yardımcı iş olarak kabul ederse ne olacak? Konu yargıya gidecek, sonrası malum.
Bir alışkanlığımız daha var herkesin üzerinde anlaştığı bir konunun tersini kabul ettiremediğiniz zaman, konuyu yönetmeliğe veya tebliğe havale ediyorsunuz. Kanunun verdiğini yönetmelik ve tebliğ ile geri alıyorsunuz. Torba Kanunda da, Bakanlar Kurulu’na yardımcı işlerin neler olacağı konusu havale edilmek isteniyor.
Sonuç olarak taşeron sorunun temeli olan asıl işin alt işverene işin gereği verilmesi konusu kanun ile çözüme kavuşamayacak. Bir de asıl işverenin alt işverenin kanundan doğan sorumluluğunu birlikte paylaşmasını da kanundan çıkarırsanız, söylenecek söz bulamayız.
TBMM’nin taşeron işçisine bayram müjdesi vermesini umutla bekliyorum. Çalışanların ve yakınlarını iş kazalarında kaybetmiş olanların bayramını buruk ta olsa kutlamak istiyorum.
OSGBMED & İSGDEM Genel Müd.
A Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı
Mesut TORAMAN