TMMOB Maden Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu, Soma maden faciasının yaşandığı gün, A sınıfı iş güvenliği uzmanı, Akademisyen ve 20 yıl yeraltı deneyimi olan 10 maden mühendisinden oluşan bir Komisyon kurmuştu. Komisyonun hazırlamış olduğu ön rapor yayımlandı. Raporda, Facianın yaşanmasında etkili olan unsurlar, detaylı bir şekilde analiz edilmekte ve önerilerde bulunmakta. Raporun ilgililer tarafından iyi okunmasını ve gereğinin yapılmasını bir maden mühendisi olarak istiyor ve bekliyorum.

Komisyon, TKİ tarafından uygulanmakta olan hizmet alımlarının önemli bir kısmının yasaya aykırı şekilde yapılmış, taşeronluk uygulamaları olduğunu, bu konuda pek çok mahkeme kararı ve müfettiş raporunun bulunduğuna dikkat çekmektedir. 2002 yılı sonrasında meydana gelen büyük maden kazalarının hemen tümünün taşeron veya rödövans uygulamasının olduğunu ve üretim zorlamasının kazaların en önemli nedeni olduğuna vurgu yapıyor.  

Ocakta uygulanan işletme yöntemi sonucu ayak arkasında ve bacalarda önemli oranda kömür bırakılmasına neden olmaktadır. Kendiliğinden yanmaya müsait linyit damarlarında, özel üretim yöntemleri uygulanmalıdır. Ege Linyitleri mühendisleri yıllar önce özel bir uygulama yaparak olumlu sonuçlar aldıklarını biliyoruz.

Kullanılan maskelerin geçmiş maden kazalarından elde edilen deneyimler nedeni ile uygun olmadığı oksijenli tip ferdi kurtarıcıların kullanılmasının daha doğru olacağı raporda yer almakta.

Facianın yaşandığı yeraltı ocağında iş güvenliği denetim sorumluluğu, asıl işveren TKİ, alt işveren Soma Kömür AŞ, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ve  bu kuruluşlar adına TKİ kontrol teşkilatı, İş Güvenliği Uzmanları, Teknik Nezaretçiler, MİGEM personeli ve İş Müfettişleri tarafından yerine getirilmesinin mevzuat gereği olduğuna dikkat çekilmektedir.

Rapor, Ayrıca, mevcut denetim sistematiği içerisinde; teknik nezaretçi ve iş güvenliği uzmanlarının denetim elemanı olarak tanımlanmalarına karşın, ücretlerini denetledikleri işverenden almakta oluşları nedeni ile denetimin yapılmasındaki zorluğa dikkat çekmektedir.

Daha önceki kazalarda ve son olarak Soma faciasında da görüldüğü üzere; yeraltı maden kazaları bir yerüstü vakası olarak algılanmakta ve kaza olduğunda, bu konuda yeterliliği bulunmayan sivil arama-kurtarma ya da itfaiye ekipleri olay yerine sevk edilmektedir. Söz konusu ekipler, madencilik kazaları konusunda uzman tahlisiye ekiplerinin olay yerine gelmesine kadar olan sürede, kaza ortamının psikolojik dayatması nedeniyle olaya müdahale etmeye çalışmaktadırlar. Bu durum; Soma olayı sırasında da, uzman olmayan bu tür ekip üyelerinin kendi hayatlarını riske etmelerine, karmaşaya ve kaynak kayıplarına neden olmaktadır.

6331 sayılı yasaya göre işveren, iş kazası riskine karşı en gelişmiş teknolojiyi kullanmak zorundadır. İşletme sermayesinin yetersizliği, teknolojinin maliyeti artırması ve benzeri nedenler işverenin sorumluluğunu ortadan kaldırmaz.

Son söz olarak, Soma Havzası gibi, kendiliğinden yanmaya elverişli olan ve metan içeren kömür yataklarında havza bütünüyle planlanmalı, bilim ve teknolojiden en üst düzeyde yararlanarak tek elden işletilmelidir. Oysa “havza” niteliğinde olan, maden sahaları; hizmet alımı ve/veya taşeronlaştırma yoluyla işlettirilmektedir.

Yaşananlar bize göstermektedir ki; Soma faciası ve benzeri çok ölümlü kazalar maden ocaklarının adı özelleştirme olmaksızın, “özelleştirme“ araçları olarak devreye sokulan hizmet alımı ve/veya taşeronlaştırmanın sonucudur. Yaşanan bu faciaya rağmen Torba Yasa da taşeronlaşmaya yasal zemin hazırlanmaya çalışılmasını şaşkınlıkla izlemekteyim.

Facia sonrası, tepkileri dindirmek için her zaman olduğu gibi suçlu ve kurban arama süreci başlamıştır. Kazanın akabinde Manisa Başsavcısının, “gözaltına alacağımız herkes işçilerle birlikte öldü” beyanı ile ölen mühendisleri işaret etmiş olması, sistemin yaratmış olduğu bu facianın, sadece birkaç mühendise yüklenerek çözümlenmek istenilmesi sonucudur.

Bu durum Soma Kömür İşletmeleri A.Ş., TKİ, MİGEM, ETKB, ÇSGB ve Hükümetin yaşanan faciada yasal sorumluluklarını ortadan kaldırmamaktadır. Kuşkusuz facianın oluş nedenlerinin ortaya konulması, sorumlulukların belirlenmesi bundan sonra olabilecek faciaların önlenmesi için önemlidir. İş kazaları ve meslek hastalıklarının önüne geçilebilmesi için bundan sonra işyerlerinde ’’önce insan, önce sağlık ve önce iş güvenliği’ anlayışı yerleştirilmeli herkes üzerine düşen sorumluluğunu başkasına havale etmeden taşın altına elini koyması gerekir.

Bayram sonrası, Torba Kanunu görüşmeye devam edecek Milletvekillerimizi 301 Soma Maden çalışanının geride kalanlarının kara bayramlarını nasıl geçirdiklerini düşünerek kanuna oy vermelerini bekliyorum.

OSGBMED & İSGDEM Genel Müd.
A Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı

Mesut TORAMAN

Yorumlar