2004 yılından bu yana iş sağlığı ve güvenliğinin her gündeme gelişinde, iş güvenliği uzmanları, işyeri hekimleri ve diğer sağlık personelinin eğitimleri, çalışma usul ve esasları ile işyerlerinde verecekleri sürelerin ne olacağı tartışıldı ve tartışılmaya devam ediyor.
İş güvenliği uzmanı kimler olmalı tartışmasında TMMOB bu işin mühendislik hizmeti olduğunu ve diğer disiplinlerin uzman olmaması gerektiğini ve dışarıdan ortak sağlık güvenlik birimleri tarafından yapılması halinde iş güvenliğinin piyasaya açılarak hizmetin kalitesinin düşeceğini iddia etti.
TMMOB ve TTB, çıkarılan yönetmelikleri her defasında Danıştay’a götürdü ve bazı maddelerinin iptalini istedi. Danıştay yapılan düzenlemeleri hukuka aykırı görerek iptal etti. Bakanlık her iptali ‘Torba Kanun’lar ile aşmaya çalıştı. Torba kanunlarda yapılan değişikliklerde top, Bakanlar Kurulu’na veya Bakanlığa atıldı. Sorunlar çözülemedi.
Toplum Sağlığı Merkezleri’nin Ortak Sağlık ve Güvenlik Birimleri (OSGB) kurmalarına izin verildi. Ancak birkaç OSGB kurabildiler. Neden kuramıyorlar?
Organize Sanayi Bölgeleri’nin OSGB kurmalarına da izin verildi. Ne oldu? Kaç tane OSGB kurdular?
Kanuna göre; meslek hastalıklarının tanısını koyup on gün içinde tespit ettikleri meslek hastalığını SGK’ya bildirecek olan, sağlık hizmeti sunucuları neredeler?
Bakanlık, hangi meslekten uzmanların, hangi sektörlerde hizmet verebileceği konusunda da düzenleme yapacaktı, taslağı sosyal taraflara bir yıl önce gönderilmiş ve görüşleri alınmıştı, düzenlemeden haberi olan var mı?
İş güvenliği uzmanı sayısının 120 bin kişiyi bulduğu günümüzde iş güvenliği uzmanlarının çalışma sürelerinin azlığı ortada. İş güvenliği uzmanının yılda 12 saat hizmet vermesi gereken çok tehlikeli sınıftaki bir işyerine, yılda 16 saat İSG eğitimini vermiş olduğunu kabul edebilir misiniz?
Diğer sağlık personelinin çalışma sürelerine baktığımızda en az iş güvenliği uzmanı sayısı kadar diğer sağlık personeline ihtiyacımızın olduğu görülmekte. Diğer sağlık personeli eğitimlerine katılması beklenen kişi sayının on bini bile bulamayacağı fark edildiği için, onların eğitim programları yayımlanarak eğitimlerine başlanılamadı. Elli yıl önceki mevzuatımıza göre, 50 ve daha fazla çalışanı olan işyerlerinde işyeri hekimi bulunması gerekiyordu. Elli yılda ihtiyaca cevap verecek sayıda işyeri hekimi ve diğer sağlık personeli yetiştiremediğimize göre, yine aynı noktaya biran önce dönelim. Elliden az çalışanı bulunan işyerlerinin işyeri hekimi ve diğer sağlık personeli bulundurma mecburiyetini beş yıl daha erteleyelim. İş müfettişlerini ve işverenlerimizi mevzuata aykırı işlem yapmaktan kurtaralım.
Taşeron, iskeleyi iskelede çalışacak olan işçisine kurduruyor. Oysa yönetmelik iskeleyi uzman kişi kuracak diyor ama uzman kişinin kim olacağını tanımlamıyor, bu uzmanın eğitimini kim verecek onun uzmanlığına kim karar verecek o da belli değil. İskeleleri kimin kontrol edeceği ve bunu nasıl yapacağını iş ekipmanları ile ilgili yönetmelik belirlemişti ve bir yıllık süre verilmişti. Kimse kılını kıpırdatmadı. Süre doldu ve sürenin bitiminden bir hafta sonra 2 Mayıs günü yönetmelikte değişiklik yapıldı. 1 rakamı 3 oldu. Her zaman olduğu gibi yönetmeliğin en önemli maddesi 3 yıl daha ertelenmiş oldu.
Ücretini işverenden alan iş güvenliği uzmanının, gidip iş verenini Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüğü’ne şikayet etmesi beklenir mi?
Maden mevzuatı yıllardır madencilerin elli kilometre yarıçapındaki alanda kurtarma istasyonu kurabileceğine izin veriyor. OSGB’lerin kurulmasında da benzer ölçütler aranamaz mı?
Mesleki eğitimi olmayanlara 30 TL. karşılığı Şehircilik İl Müdürlüğü tarafından 2017’ye kadar geçerli olacak mesleki yeterlilik veriliyor. Bugüne kadar tehlikeli ve çok tehlikeli sınıfta yer alan meslekler ile ilgili hiç eğitim vermemiş olan Halk Eğitim Merkezleri’nin hangi eğiticiler ile bu eğitimi verdikleri araştırılmalı. Milli Eğitim Bakanlığı’nın konuyu, kendi çalışanlarına bir rant kapısı olarakgörmesi daha da üzücü.
İlk yönetmelik, OSGB kuracak olan ticari şirketin ortaklarından birinin A Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı veya İşyeri Hekimi olmasını istiyordu. Şimdi vergi borcu olan, bankalardan kredi kartı alması bile yasaklanan kişiler OSGB kurabiliyor veya kurdurabiliyor.
Alt işverenlik yönetmeliği, işveren, işin gereği işinin bir bölümünü başka bir işverene verir diyor. Taşeronluk sistemi dediğimiz sistem bu şekilde muvazaa yapılarak yaygınlaştırılıyor. Her yıl iş kazalarında meydana gelen ölümlerde, inşaat birinci sırada yer alıyor. Türkiye’de iş kazalarında ölen her 3 kişiden biri inşaatlarda, özellikle iskelelerden düşerek yaşamını kaybediyor.
Alt İşverenlik Yönetmeliği’ne göre asıl işveren; kanundan, sözleşmeden, toplu iş sözleşmesinden ve alt işverenin çalışanların eğitiminden birlikte sorumludur diyor, ama uygulanmaz.
Mecliste Torba Kanunun komisyonlarda görüşülmesi sırasında verilen bir önerge ile asıl işverenin gözetim sorumluluğu metinden çıkartıldı. Genel Kurul’da bu yanlışlığın düzeltileceğini bekliyorum.
OSGBMED & İSGDEM Genel Müd.
A Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı
Mesut TORAMAN