11 Eylül 2014 günü Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Torba Kanun iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili neler getirdi? Kimine göre taşeronluk sisteminin daha çok yaygınlaşacağı ve asıl işverenin denetiminin azalacağı için iş kazaları ve ölümlerin azalmayacağı, ancak artacağı yönünde.
İstanbul Esenyurt’ta çadır yangınında 11 işçinin yanarak ölmesi, dört yıl Başbakanlık’ta bekleyen İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası’nın Meclise gitmesini sağladı. Kanunun tartışıldığı yıl taslak kanunun gündemde tartışılıyor olması işverenleri önlem almaya itmişti. 2012’de ölüm oranları ilk defa yüzde 53 azalmıştı.
Sonra işverenler baktılar ki, kanunun kendi sorumluluklarını iş güvenliği uzmanına ve OSGB’lere transfer ettiğini, önlem almadan, işi kâğıt üzerinde yapıp ve az külfet ile bu işi geçiştireceklerini sandılar. Ölüm oranları yine 2013’ten itibaren ikiye katlanarak devam etmeye başladı.
Soma’da yaşanan maden faciası gösterdi ki ölümlerin birinci derecede sorumlusu taşeron sistemi. Sorunun çözümü için, Torba Kanun’da taşeronluğun sınırlandırılması ve yaşanan sıkıntıların çözümü için İş Kanunu’nda düzenleme yapılmak istendi 99 gün tartışıldıktan sonra kanun yayımlandı.
Kanun,“İdarelerce kanun, tüzük ve yönetmeliklere göre istihdam edilen personelin yeterli nitelik veya sayıda olmaması hâlinde personel çalıştırılmasına dayalı yardımcı işlere ilişkin hizmetler için ihaleye çıkılabilir. Bu kapsamda ihaleye çıkılabilecek yardımcı işlere ilişkin hizmet türlerini; idarelerin teşkilat, görev ve yetkilerine ilişkin mevzuatı, yerleşik yargı içtihatları ile 22/5/2003 tarihli ve 4857 sayılı İş Kanunu’nun 2’nci maddesinin yedinci fıkrası dikkate alınmak suretiyle idareler itibarıyla ayrı ayrı veya birlikte belirlemeye işçi, işveren ve kamu görevlileri konfederasyonları, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Hazine Müsteşarlığı ve Devlet Personel Başkanlığı’nın görüşü ve Maliye Bakanlığı’nın teklifi üzerine Bakanlar Kurulu yetkilidir” diyor.
Şimdi Bakanlar Kurulu’nun bu kadar detaylı bir konuyu nasıl ne zaman yerine getireceğini merakla bekleyeceğiz.
Umarım asıl işin, asıl işverenin işçisi tarafından yapılmasına ve asıl işin bölünerek başka işverenlere verilmesine kapı açılmaz. Bu kural yıllardır iş kanunumuzda vardı, 2008’den bu yana alt işverenlik yönetmeliği kanunun bu açık emrinin uygulanmasını sağlayamamış, madenlerde, inşaatlarda, kamu kurumlarında, belediyelerde mahkeme kararlarına rağmen uygulanamamıştı. Dilerim Bakanlar Kurulu en kısa zamanda bu tartışmalara son verir.
Kanunda yapılan önemli bir düzenleme de; “10’dan az çalışanı bulunan ve az tehlikeli sınıfta yer alan işyerinde iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerinin üstlenilmesine ilişkin eğitim programları, eğitimin süresi ve eğiticilerin nitelikleri ile görevlendirmeye ilişkin hususlar” ile ilgili…
Kanun açıkça söylemiyor ama yönetmelikte yapılacak düzenleme ile 2 ila 9 çalışanı olan a tehlikeli işyerlerinde iş güvenliği uzmanı, işyeri hekimi ve diğer sağlık personeli bulundurma zorunluluğu İşverenlere verilecek eğitim sonucu kaldırılacak. Bu düzenlemenin de uygun olacağını düşünüyorum.
Ancak tehlikeli ve çok tehlikeli sınıfta çalışanlara verilen eğitimin bir benzeri olmaz. Verilmeyen, ama verilmiş gibi düzenlenen belgeler olmaz. Bu işten de birileri büyük rantlar sağlamazlar.
Bakanlık uzmanlık eğitimi vermek üzere yetki verdiği eğitim kurumlarına bu yetkiyi vermeli, denetlemeli ve sınavını kendisi yapmalı.
OSGBMED & İSGDEM Genel Müd.
A Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı
Mesut TORAMAN