22.05 2003 tarihinden buyana, iş güvenliği uzmanı kimler olacak, çalışma usulleri ve işyerinde ne süre görev yapacaklar tartışması bitmedi. Danıştay on yıldır yürütmeyi durdurma ve iptal kararları veriyor, Bakanlık, torba kanunlarla sorunu çözmeye çalışıyor. Son olarak pirim günü esas alınarak yükseltme sınavına girerek A ve B sınıfı iş güvenliği uzmanlığı belgesini alanlar ile ilgili bir Danıştay kararı olduğu ve bakanlığa tebliğ edildiği söyleniyor. Çok tehlikeli sınıfta bulunan işverenleri etkilemesi beklenen karar ile ilgili resmi bir açıklama henüz yapılmadı. Bir aydır karar ile ilgili bir açıklama bekleniyor. Eğer belgeler geçersiz sayılacak ise bir ay içerisinde idarenin karar doğrultusunda işlem yapması gerekir. Yükseltme sınavının yapılmasının durdurulması kararı verilmiş ise zaten kanun gereği ağustos ayından sonra sınav yapılamayacağına göre yapılacak bir iş yok demektir.
Neden Danıştay yönetmelikleri hukuka aykırı buluyor?
Danıştay, bakanlık çalışanlarına ayrıcalık yapıldığını, kimilerine eğitim ve sınav şartı getirilirken kimilerine sınavsız eğitimsiz veya yalnız sınavla belge verilmesini Anayasa’nın eşitlik ilkesine aykırı görüyor.
Konu, 10 yılda dört kez kanun, üç kez Anayasa Mahkemesi, altı kez yönetmelik, dört kez tebliğ ve nihayet 198 bireysel ve kurumsal dava neticesinde hala çözüme kavuşamadı. Çözümün diyalogda, uzlaşmada ve şeffaf bir çalışmada olduğunu on yıldır yazıyor ve söylüyorum. Sosyal tarafların ve örgütlerinin bir araya gelerek yılan hikâyesine dönen bu konunun kalıcı bir çözüme kavuşması gerekir.
Danıştay 10. Dairesi’nde açılan son dava ile ilişkin olarak, ödenmiş primlerin rastgele değil iş sağlığı ve güvenliği alanında olması gerektiği belirtildiği iddia ediliyor.
10 bin 500 A sınıfı, 9 bin 850 de B sınıfı iş güvenliği uzmanı bugün için ihtiyaca cevap veriyor ancak belgelerin geçersiz sayılması halinde geçen yıllarda olduğu gibi sorun yine Torba Kanun’la çözülecek gibi görünüyor. İleride yapılan bu düzenlemelerin Anayasa Mahkemesi’nden dönme ihtimalinin de olduğunu söyleyebiliriz. Ancak böyle bir iptalin kazanılmış bir hak olarak geriye doğru işlemeyeceği nedeni ile sorun yaşanmayacaktır.
Geçen yıl 6331 sayılı kanunun geçici dördüncü maddesinde hangi işlerde çalışıldığını ve kaç gün pirim ödeyenlerin sınava girebileceği yazılsaydı ve düzenleme için bakanlığa yetki verilmeseydi bugün böyle bir sorun yaşanmayacaktı.
500 milletvekiline geçtiğimiz binlerce iletide yaptığımız talep doğrultusunda kanunda değişiklik yapılmayıp her zaman olduğu gibi Bakanlık ben düzenleme yapayım dedi. Danıştay’da böylesi eşitlik ilkesine aykırı düzenleme ile bana gelmeyin iptal ederim dediğini biliyoruz. Artık inatlaşmadan vaz geçelim diyorum. Bu sorunu yönetmelik ile değil kanun ile çözelim.
Odalar ve Danıştay ile inatlaşma on yılımızı geçirmemize ve 15 bin 000 çalışanımızın, yalnız iş kazalarında ölümüne neden oldu.
6331 sayılı kanun Bakanlığa sektörel alanda düzenleme yapma yetkisi veriyor. Geçen yıl bu yönde bir taslak sosyal tarafların görüşlerine sunulmuştu. Bu yönde bir düzenleme yaparak yaşanan bu sorunu geçici de olsa çözmek ve ileride kanunun geçici 5. maddesinde bir uzmanlarının ve bu kişilerden hizmet alan işverenlerin sorunu, adil olmasa da çözer düzenleme yaparak belgeleri geçersiz olacak
A ve B sınıfı iş güvenliği diyorum.
OSGBMED & İSGDEM Genel Müd.
A Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı
Mesut TORAMAN